Ceza Hukuku
Ceza hukuku, yasalarda suç olarak kabul edilen eylemler ile suç niteliğindeki bu eylemlere uygulanacak cezai yaptırımların düzenlendiği hukuk dalıdır. Suç, yasalar tarafından ceza ve beraberinde güvenlik tedbiri yaptırımı ile yasaklanmış davranış olarak adlandırılmaktadır. Ceza ise, suç niteliğindeki eylemlere yüklenen yaptırım olarak kabul edilmektedir.
Ceza hukukuna ilişkin ülkemizdeki temel düzenleme 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunudur. Türk Ceza Kanunu’nda, birçok suç tipi düzenlendiği gibi, bu suçların karşılığı olan cezai yaptırımlara da yer verilmiştir. Türk Ceza Kanunu’nda, suç karşılığında uygulanan cezai yaptırımlar hapis ve adli para cezası olarak iki başlık halinde düzenlenmiştir. Hapis cezaları ise kendi içinde; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, müebbet hapis cezası ve süreli hapis cezaları olarak alt dallara ayrılmıştır. Süreli hapis cezaları bir ay ile yirmi yıl arasındaki hapis cezalarına denmektedir. Bir yıl ve daha az süreli hapis cezaları ise kısa süreli hapis cezası olarak adlandırılmaktadır.

Ülkemizdeki temel ceza yasası 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu olmakla beraber, ceza hukukuna ilişkin normlar ihtiva eden farklı kanuni düzenlemeler de bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmına örnek vermek gerekirse; vergi mükelleflerinin vergi kanunlarına muhalefetten kaynaklı vergi kaçakçılığına dair suç ve cezaları 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359.Maddesinde, İcra ve İflas Kanununda yer alan düzenlemelere muhalefet edenler hakkında 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun 331 ve 354.Maddeleri arasında yer alan cezai yaptırımlar ile mal beyanında bulunmamaya ilişkin 76.Madde; telif haklarının düzenlediği 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa muhalefete ilişkin suç ve cezalar, bu kanunun 71 vd. maddelerinde; basın özgürlüğü ve bu özgürlüğün kullanımını düzenleyen 5187 sayılı Basın Kanununa muhalefete ilişkin hürriyeti bağlayıcı cezalar bu kanunun 22.Maddesinde yaptırıma tabi tutulmuştur. Karayolları Trafik Kanununda yer alan düzenlemelere aykırı hareket edenler hakkında da kısa süreli hapis cezaları öngörülmüştür. Bunların yanı sıra terör faaliyetleri ile işlenen suçlara ilişkin de 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu bulunmaktadır.
Kanunlarda suç olarak kabul edilmemesine karşın, genel sağlık, çevre ve ekonomik düzeninin korunması amacıyla haksızlık teşkil eden bir kısım davranışlar kabahat olarak kabul edilmektedir. Kabahatlere ilişkin genel esaslar, 5326 sayılı Kabahatler Kanununda düzenlenmiştir. Kabahat niteliği taşıyan eylemlere karşı idari yaptırım uygulanabilmektedir. İdari yaptırım, kendi içinde idari para cezası ve idari tedbirlerden oluşmaktadır. İdari para cezası, ilgili kamu kurumu tarafından düzenlenen nakdi para cezası iken; idari tedbir ise kabahate konu eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesi ve ilgilinin eşya üzerindeki tasarruf hakkının sınırlanması olarak kabul edilmektedir.
Kabahatlere ilişkin temel düzenlemeye her ne kadar 5326 sayılı Kabahatler Kanununda yer verilmiş ise de, kabahat niteliğindeki eylemler ve bunun karşılığı olan idari yaptırımlara muhtelif kanunlarda da yer verilmiştir. Bunlardan bir kısmına örnek vermek gerekirse, 3194 sayılı İmar Kanunun 42.Maddesinde yer verilen idari yaptırımlar; 4857 sayılı İş Kanunun 98 vd. maddelerinde yer alan idari ceza hükümleri, 5510 Sayıl Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun muhtelif hükümlerinde düzenlenen idari para cezaları, 2872 Sayılı Çevre Kanunu’nun 20.Maddesinde düzenlenen idari para cezaları, kabahat yaptırımına örnek verilebilir.
